KİTAPLIĞIM VE KİTAPLARIM

yoğun olarak kitap okumaya başladığım dönemleri hatırlıyorum da doğru düzgün kitap koyacak yerim yoktu. misafir odası gibi bir yerde yatar-kalkardım. orada vitrin gibi bir şey vardı onun çekmecelerine filan koyardım kitaplarımı. gel zaman git zaman bir başka eve taşındık, o ev biraz daha küçüktü diğerinden. o vitrin de bizimle beraber taşınmıştı, ama bu defa her yeri hıncahınç doluydu, artık kitap koyacak yerim yoktu; kitaplarımı yatağımın altına ve kutulara koymaya başladım. tam da o yıllarda kitapla yatma alışkanlığım da başladı, zaman-zaman yatağımın içinde 2-3 tane kitap olduğu olurdu. farklı bir huzur verirdi bana kitapla birlikte uyumak. bir dönem kitapsız uyuyamaz oldum. sanki başımın altına koyduğum yastık, üzerime örttüğüm battaniye gibiydi o kitaplar.
üniversiteye başladığımda evden ayrılırken özellikle yanıma aldığım şeyler kitaplarım ve çalışma masamdı. öğrenci evime yerleştiğimde yine bir kitaplığım yoktu. kitaplar kutular içerisinde istiflenmiş bir halde yatağımın başucunda dururdu. belli bir süre kitaplarımı düzenli bir şekilde kitaplıkta bulunduramadım. gözümün önünde olmasa da yanı başımda huzur veriyordu o zamanlar kitaplarım bana.
zaman geçti, elime biraz para geçti ve gittim kendime ucuz yollu bir kitaplık edindim. o an benim için çok özeldi. kitaplarımı nasıl dizeceğimin kararını vermeye çalışıyordum bir hevesle. en nihayetinde kararımı verdim. kitaplar tarzlarına göre sıralanacaktı; romanlar bir sıra, ders kitapları bir sıra, diğerleri bir sıra...
üniversite bitti, eve dönme zamanım geldi. taşıması bir hayli zor olan eşyalarım kitaplarımdı; çünkü üniversite sürecinde bir çok kitap okumuştum. bunlar da haliyle hacimce bir yer kaplıyordu. o kitaplığa hevesle dizdiğim kitaplarımı yine aynı hevesle tek-tek toplayıp bir koliye doldurdum. taşınma zamanım gelmişti ve benim tekrar eve götürmem için özellikle üzerinde durduğum iki eşyam; kitaplığım ve kitaplarımdı.
döndüğüm ev, yine o küçük evdi. ayrıldığımda yarattığım boşluklar dolmuş, kitaplığımı geçtim, kitaplarımı koyacak bir yer bile neredeyse yoktu. kitaplarımı kitaplığa sıralamayı yeniden bir başka bahara sakladım. birkaç gün öncesinde kitaplıkta sere-serpe duran kitaplarım yeniden kolilerin içerisine girmişti.
birkaç yıl sonra ankara'ya iş için taşınma vaktim gelmişti. çok heyecanlıydım. doğru-düzgün bir odam olacaktı, masam olacaktı, kitaplarımın sere-serpe durduğu bir kitaplığım olacaktı. ankara'ya taşınırken yüklenebildiğim kadar kitabı yüklendim sırtıma, belki de kıyafetimden çok kitap götürüyordum ankara'ya. bir ev buldum ve yerleştim. içine aldığım ilk şeyler; bir çalışma masası ve kitaplıktı. o ilk günkü heyecanla yeniden yerleştirdim kitaplarımı kitaplığa.