HAKKIMDA

Selam,
Ben Erdem.
Sıradan bir hayatım var.

Mesleğim, mezuniyetim, memleketim, mevkim… Bunlardan bahsetmek istemiyorum. Çünkü beni ben yapan şeylerin bunlar olduğuna inanmak istemiyorum. İnsan, unvanlarının toplamı değildir. Beni tanımak istiyorsan, sevdiklerime, sevmediklerime, fikirlerime, mücadeleme, düşüncelerime, inançlarıma ve arayışlarıma bakmalısın.

Kitap okumayı severim ama hiçbir zaman hedeflediğim kadar okuyamam. Yine de okuyabildiklerime şükrederim. Her kitap, benim için küçük bir sorgulama yolculuğudur. Okuduklarımda kendimi bulurum, bazen kaybederim, bazen yeniden tanırım.
Bazen de kendim bir şeyler karalarım. Yazmak, benim için bir rahatlama biçimi. Kimi zaman içimde birikenleri sözcüklere sığdırırım; yazmak, düşüncelerimi düzene sokar.

Eskiden kalemleri çok severdim. Ama artık kalem-kağıtla pek işim yok. Dijital çağın insanıyım, notlarımı da yazılarımı da dijitalde tutuyorum. Yine de kaliteli bir kalemin bıraktığı his başka hiçbir şeyde yok.

Hayatım boyunca bazı kişilerden çok etkilendim: Sokrates’in sorgulayıcı aklı, Rousseau’nun doğallığı, Bukowski’nin umursamaz dürüstlüğü, Bruno’nun cesareti, Freud’un derinliği, Victor Hugo’nun insan sevgisi, Atatürk’ün akıl ve adalet temelli vizyonu... Hepsi düşünce dünyamda iz bıraktı, hepsi bir parçam oldu.

Teknolojiye de ilgim vardır. Yeni şeyler denemeyi, keşfetmeyi severim. Fakat Apple ürünlerinden pek hoşlanmam; işlevden çok gösterişi çağrıştırıyor bana.
Uygun fiyatlı kaliteli ürünler ilgimi çeker. Marka tutkunu değilim. Gösteriş yerine sadeliği, sessiz ama sağlam olanı severim.

Paraya ise özel bir ilgim yok, bana sağladığı özgürlük dışında.
Ama yaşadığım ülkede, paranın getirdiği saygı ve statü yüzünden, bazen “paralı olmak” zorunda hissederim. Sanki değerli olmanın ölçüsü, sen değil de cüzdanınmış gibi.

Hayatta en çok önem verdiğim şeyler güven ve adalet.
Birine güvenebiliyorsam, onun adaletine de inanabiliyorsam; orası benim için en huzurlu limandır. Para, mevki ya da güç benim için o alanın yerine geçemez.

Müzikten çok anlamam ama bazen sadece teslim olmaya çalışırım. Uygun ortamda, kimsenin yargılamadığı bir yerde, saçma sapan da olsa dans ederim. Çünkü bazen kendini bırakmak ve akışta olmak en büyük keyiftir.

Alkolle ilişkim mesafelidir. Sosyal içiciyimdir, gidip özel olarak içki almam. Sağlığıma dikkat etmeye çalışırım ama çoğu zaman hareketsiz yaşar ve yerken ölçüyü kaçırırım.
Kahveyle de aram var ama çayın yeri başka. Sıcak bir çay eşliğinde, edilen sohbetin içtenliğinde huzur bulurum.

Kısaca, sade bir hayatım var. Ne büyük hayallerle yanıp tutuşuyorum ne de her şeyi oluruna bırakıyorum.
Sadece kendimi anlamaya çalışıyorum.

Photo by Ben Rosett on Unsplash