45.KİŞİ

kendini tanımaya başladığından bu yana sanırım askerdir. ama içine düştüğü, anlaşılması güç düzenin yarattığı disiplin zaman içinde onu yordu. vatanını seviyordu fakat görevi artık onu bunaltmıştı. hep bir kurtuluş yolu aradı; bir başka kuruma geçmeyi denedi, kararsız kaldı, işleri yolunda gitmedi, sınavlara girdi çıktı bazılarını başardı, bazılarını başaramadı, ama çok didindi. 

askerliği süresince zorlu koşullara dayanmayı çok iyi öğrendi. iş sıkıntıları, dağlarda verdiği mücadeleler, soğuğu-sıcağı... zorlu olan ne varsa direnmeyi çok iyi bilir. gerektiğinde günlerce karlı soğuk hava koşullarında yaşamayı başarabilir, gerektiğinde ise sıcağın anlında saatlerce yürüyebilir. direnmek onun işi.

iyi yüzer, iyi tırmanır, iyi koşar filan ama bir türlü kurtulamadığı bir kilo sorunu vardır. bunu da iyi kafasına takar. yıllarca uğraştığı baş belasıdır.

konuşurken sürekli koluna dokunabilir. hey orda mısın, kulağını bana ver der gibi. zaman içinde "oğlum tamam işte dinliyorum" dedirtecek cinstendir bu davranışı ama kendi bu durumun hiç farkında değildir.

balık tutmayı da yemeyi de çok sever, iyi de balık pişirir. en kral balıkları onun elinden yiyebilirsin. tutmasından pişirmesine balık onun eğlencesidir.

bu yazı bitmiş ya da bitmemiş olabilir. inanın bunu ben de bilmiyorum.

ayrıca, ben öyle olmasını istediğim için, bu yazıdaki tüm karakterlerin ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.

Photo by Specna Arms on Unsplash