Kötü duygulara kaptırıp gitmemeye, kapılmamaya zorla kendini.
Al artık dizginlerini eline!
Bu cümleler, bir motivasyon sloganı filan değil. Bir teselli de değil. Sert ama gerekli bir iç uyarı. İnsan bazen yumuşak sözlerle değil, net bir iç disiplinle ve acı gerçeklerle ayakta kalır.
Hayat, kötü duygular üretmekte oldukça cömerttir. Hayal kırıklıkları, haksızlıklar, kayıplar, yalnızlıklar… Bunların ortaya çıkması bizim kontrolümüzde değildir. Ama onların bizi sürüklemesine izin verip vermemek, işte orası bizim kuvvetimizdir.
Öfke gelir.
Korku gelir.
Umutsuzluk gelir.
Bunlar insan olmanın doğal parçalarıdır. Sorun, bu duyguların direksiyona geçmesidir. Direksiyon, o duygularda değil; mutluluğunun, düzeninin ve iç huzurunun devamı sağlamakla görevli olan sendedir.
Olumsuz durumlarda, ya “haklıyım” diyerek o duygunun peşine takılır, onunla birlikte huzursuzluğa sürüklenirsin; ya da “Şu an bu duyguyu yaşıyorum ama bu beni iyiye götürmüyor” diyebilecek iradeyi gösterir ve bi dur dersin.
Olumsuz duygular bir ata benzer. Güçlüdür, hızlıdır ve seni bir çıkmaza sürükler. Dizginlerini eline almazsan, bir çıkmaza doğru gider ve mutsuzluğunu kalıcı hâle getirirsin.
Dizginlerin; iraden ve dur diyebilme kuvvetindir.
Kontrol edemediğin kaygın, gelip gelmeyeceği meçhul olan geleceğe seni hazırlarken bugününü katleder.
Yapmak zorundasın!
Çünkü kimse gelip seni kurtarmayacak.
Kimse senin mutluluğunla gerçekten ilgilenmiyor.
“Kendine iyi davran” söylemi belki sana romantik gelebilir. O zaman seni ayakta tutan gerçek bir cümle söyleyelim.
“Dağılma lüksün yok.”
Bugün bir daha yaşanmayacak. Sorunlarını kar topu gibi büyütme, iradeni göster ve dur de.
Olumsuz duygulara kapılıp gitme. Kendine gel! İçinden net bir sesle “Hayır. Bu duyguya kapılmayacağım.” de ve bugününü kurtar. Gelip gelmeyeceği belli olmayan gelecek kaygılarından arın. Bu kadar yükü taşıyacak kadar uzun bir ömrümüz yok.
İçini karanlığa sürükleyen benliğini öldür!
Hayatta korumamız gereken şey, kendimize güzel bir hayat kılmaktır.
Bu, onurunu ya da aklını kaybetmek demek değildir. Aksine; onuru da, aklı da, huzuru da birlikte taşımaktır.
Hepsini bir arada götürebiliriz.
![]() |
| Photo by Miguel Bruna on Unsplash |
