öncelikle kitap okuma alışkanlığım büyük ihtimalle babamdan geliyor. babamın çok imkanı olmamasına rağmen elindeki parayı nereye keyifle harcarsın diye sorsanız, muhtemelen alacağınız cevap gazetelere, dergilere ve kitaplara olacaktır.
ortalama bir türk ailesine göre evimizde bolca kitap vardı. babamı ne zaman görsem elinde mutlaka okuyacağı bir şey olurdu ya da dolduracağı bir bulmaca. bunları göre göre büyüdüğümden dolayı doğal olarak kitaplara dair büyük bir sempatim var. ne zaman yazılı bir şey görsem içimi bir mutluluk kaplar ve onu alasım gelir. bu yüzdendir bazen kontrolsüz bir biçimde kitap aldığım doğrudur. ama kontrolü elime aldığımda ise seçtiğim kitaplar bellidir. işte şimdi biraz onlara değineceğim...
ne tür şeyler okuyorum?
deneme yazılarını çok seviyorum. dergileri okurken ise büyük keyif alıyorum. en sevdiğim dergiler ise harvard business review, #tarih, bavul, tuhaf, kafa, ot, atlas dergileri ve popular science. anı, iş dünyası, sosyoloji, psikoloji, kişisel gelişim, siyaset, ekonomi, teknoloji ve bilim kitaplarını okumaktan büyük keyif alıyorum. zaman zaman ise roman okuyorum.
okuyacağım kitapları neye göre seçiyorum?
kitabevlerini dolaşmayı çok seviyorum, bana bir geziye çıkmış gibi hissettiriyor. kitabevlerini dolaşırken öncelikle ilgi alanlarımın bulunduğu kitaplara yöneliyorum; ardından tanıdığım yazarların kitaplarına göz gezdiriyorum, sonra kitap isimleri dikkatimi çeken kitaplara bakıyorum, sonra ise kapakları dikkatimi çeken kitaplara bakıyorum. bu kitapların içeriğini inceliyorum ve dikkatimi çeken kitabın fotoğrafını çekiyorum ve sonra almak için listeme ekliyorum. bir başka kitap seçme yolum ise tercihlerini sevdiğim, takip ettiğim kişilerin kitap önerileri benim için önemli oluyor. (bu kişilere şimdilerde influancer deniyor.). çok nadir de olsa bazen okuyacağım kitabı, okuduğum kitabın içerisinde buluyorum.
kitaplar ile ilgili sorunlarım neler?
bazen okuma kapasitemin üzerinde kitap alıyorum. ama bu durumdan rahatsız değilim aldığım kitaplar beni hem motive ediyor, hem de okumaya zorlayıcı unsur oluyor. ikinci sıkıntım ise kitaplarımı düzenli bir biçimde saklayabileceğim alan sıkıntım.
kitapları nasıl okuyorum?
öncelikle birden fazla kitabı bir arada önceleri okuyamıyordum. şimdilerde ise birden fazla kitabı okumaya çalışıyorum, en azından deniyorum. kitap okumak için mümkünse sessiz bir ortam kovalıyorum, o esnada dikkatimi dağıtacak şeylerden hoşlanmıyorum. masamda kitap okuyorsam daha uzun soluklu oluyor, yatarak okur isem kısa soluklu bir okuma oluyor. bu yüzden kitabımı masamda okumayı tercih ediyorum, ya da herhangi bir metini.
başucu kitaplarım neler?
montaigne-denemeler benim baş tacım. ardından ise richard bach'ın martı jonathan livingston'u ve zor zamanlarımın direnç kaynağı mümin sekman'ın her şey seninle başlar'ı. hala yeni başucu kitapları arıyorum, eğer ilgi alanlarım dahilinde önerileriniz varsa lütfen iletişim kurun.
ortalama bir türk ailesine göre evimizde bolca kitap vardı. babamı ne zaman görsem elinde mutlaka okuyacağı bir şey olurdu ya da dolduracağı bir bulmaca. bunları göre göre büyüdüğümden dolayı doğal olarak kitaplara dair büyük bir sempatim var. ne zaman yazılı bir şey görsem içimi bir mutluluk kaplar ve onu alasım gelir. bu yüzdendir bazen kontrolsüz bir biçimde kitap aldığım doğrudur. ama kontrolü elime aldığımda ise seçtiğim kitaplar bellidir. işte şimdi biraz onlara değineceğim...
ne tür şeyler okuyorum?
deneme yazılarını çok seviyorum. dergileri okurken ise büyük keyif alıyorum. en sevdiğim dergiler ise harvard business review, #tarih, bavul, tuhaf, kafa, ot, atlas dergileri ve popular science. anı, iş dünyası, sosyoloji, psikoloji, kişisel gelişim, siyaset, ekonomi, teknoloji ve bilim kitaplarını okumaktan büyük keyif alıyorum. zaman zaman ise roman okuyorum.
okuyacağım kitapları neye göre seçiyorum?
kitabevlerini dolaşmayı çok seviyorum, bana bir geziye çıkmış gibi hissettiriyor. kitabevlerini dolaşırken öncelikle ilgi alanlarımın bulunduğu kitaplara yöneliyorum; ardından tanıdığım yazarların kitaplarına göz gezdiriyorum, sonra kitap isimleri dikkatimi çeken kitaplara bakıyorum, sonra ise kapakları dikkatimi çeken kitaplara bakıyorum. bu kitapların içeriğini inceliyorum ve dikkatimi çeken kitabın fotoğrafını çekiyorum ve sonra almak için listeme ekliyorum. bir başka kitap seçme yolum ise tercihlerini sevdiğim, takip ettiğim kişilerin kitap önerileri benim için önemli oluyor. (bu kişilere şimdilerde influancer deniyor.). çok nadir de olsa bazen okuyacağım kitabı, okuduğum kitabın içerisinde buluyorum.
kitaplar ile ilgili sorunlarım neler?
bazen okuma kapasitemin üzerinde kitap alıyorum. ama bu durumdan rahatsız değilim aldığım kitaplar beni hem motive ediyor, hem de okumaya zorlayıcı unsur oluyor. ikinci sıkıntım ise kitaplarımı düzenli bir biçimde saklayabileceğim alan sıkıntım.
kitapları nasıl okuyorum?
öncelikle birden fazla kitabı bir arada önceleri okuyamıyordum. şimdilerde ise birden fazla kitabı okumaya çalışıyorum, en azından deniyorum. kitap okumak için mümkünse sessiz bir ortam kovalıyorum, o esnada dikkatimi dağıtacak şeylerden hoşlanmıyorum. masamda kitap okuyorsam daha uzun soluklu oluyor, yatarak okur isem kısa soluklu bir okuma oluyor. bu yüzden kitabımı masamda okumayı tercih ediyorum, ya da herhangi bir metini.
başucu kitaplarım neler?
montaigne-denemeler benim baş tacım. ardından ise richard bach'ın martı jonathan livingston'u ve zor zamanlarımın direnç kaynağı mümin sekman'ın her şey seninle başlar'ı. hala yeni başucu kitapları arıyorum, eğer ilgi alanlarım dahilinde önerileriniz varsa lütfen iletişim kurun.
 |
| Photo by Clem Onojeghuo on Unsplash |